24 Haziran 2014 Salı

Vanessa Huppenkothen

Güzelliği ve sempatik tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken 29 yaşındaki spor muhabiri Vanessa Huppenkothen, Dünya Kupası'na damga vurdu

Meksika'da Dünya Kupası'na 2 maçta 4 puan ile harika bir başlangıç yaptı. Ancak Brezilya'da kalesini gole kapatan Ochoa'dan daha çok konuşulan bir başka Meksikalı var. Güzelliği ve sempatik tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken 29 yaşındaki spor muhabiri Vanessa Huppenkothen kısa sürede Google'da en çok aranan isim oldu.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Trafik Sigortasının Karşıladığı Kaza


Özür - Dikatsizlik - Devamlılık

Bir konu hakkında birini defalarca uyarırsınız ve uyardığınız taraf yine sizin uyarmış olduğunuz hataları yapar bunun karşısında özür dilemesi tabi'ki önemli fakat defalarca uyarı aldığı konu hakkında yanlışa düşmesi dikkatsizliği olabilir yada sizi dikkate almaması da olabilir. İyi düşünmek gerekirse dikkatsizliği hayatı boyu süregelen bir hatası olabilir. Ne yapmak lazım ona yapma demek yerine yaptığı zaman neler olacağını söylemek çözüm olabilir yada yapmadığı zaman neler kazanacağını da söylemek de bir çözümdür. Testi kırıldı topladık tekrar diyelim ama kırılanları toplamak işimiz değil asıl işimiz nerede hata yaptık'da sonucu bu oldu...

21 Haziran 2014 Cumartesi

Feshin geçerli sebebe dayandırılması

MADDE 18. - Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan  işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır.
Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:
a) Sendika üyeliği veya çalışma saat
leri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.
b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.
c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.
d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.
e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.
f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.
İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
İşletmenin  bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında  bu madde,  19 ve  21 inci maddeler  ile  25 inci  maddenin son fıkrası  uygulanmaz.

İş Kanunu - Süreli fesih

MADDE 17. - Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından         başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.
Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin birinci  fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve  Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.

İş Kanunu - İş Sözleşmesi Ve Türleri

Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi

MADDE 11 – İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli ka
bul edilir.
Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.
Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ayırımın sınırları
MADDE 12 - Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri veya işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır.
Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınır.
Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi
MADDE 13 - İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.
Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.
Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır.
İşyerinde çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur.

Çağrı üzerine çalışma

MADDE 14. - Yazılı sözleşme ile  işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.
Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat
kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.
İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üs
te çalıştırmak zorundadır.

Deneme süreli iş sözleşmesi

MADDE 15. - Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir.
Deneme süresi içinde taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilir. İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.
Takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri
MADDE 16. - Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye takım sözleşmesi denir.
Takım sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa olsun, yazılı yapılması gerekir. Sözleşmede her işçinin kimliği ve alacağı ücret ayrı ayrı gösterilir.
Takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış sayılır. Ancak, takım sözleşmesi hakkında Borçlar Kanununun 110 uncu maddesi hükmü de uygulanır.
İşe başlamasıyla iş sözleşmesi kurulan işçilere ücretlerini işveren veya işveren vekili her birine ayrı ayrı ödemek zorundadır. Takım kılavuzu için, takıma dahil işçilerin ücretlerinden işe aracılık veya benzeri bir nedenle kesinti yapılamaz.

20 Haziran 2014 Cuma

İş Kanunu - İş Sözleşmesinin Feshi

İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.
Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur.

4857 Sayılı Özürlü Teşviki

4857 sayılı iş kanunumuzun 30. Maddesinden yararlanmayan işverenlerin en kısa zamanda aşağıda yer alan belgeyi doldurup bağlı olduğu İşkur’ a gitmesi gerekmektedir.
TÜRKİYE İŞ KURUMU................................... İL/ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ
4857 sayılı İş Kanunun 30 uncu Maddesine Göre Özürlü Çalıştıran İşverenlere Teşvikten Yararlanmak Amacıyla Verilecek Belge
İşyeri Adı/Unvanı: (Ait Olduğu
Ay/Yıl : ..................../200.....) Sigorta Sicil No : İşyeri Adresi : İşyerinde Çalıştırılan Özürlünün Kontenjan Dahilinde Çalışmaktadır. Kontenjan Fazlası veya Yükümlülüğü olmamasına rağmen özürlü statüsünde çalışmaktadır. TC Kimlik No Adı-Soyadı Kuruma Tescil Tarihi Sonrasında ise bağlı bulunduğu Sigorta müdürlüğüne bir dilekçe ve İş kurumu’ ndan alınan onay kağıdı ile giderek yetkili kişilerce sisteme engelli teşviki girişi yapılıyor.
E-bildirge ekranımızda yer alan engelli ve işsizlik teşvik yönetiminden ise personellerin kayıtları yapılabiliyor. Böylece işveren sigorta primi ödemiyorsunuz. Bildirgenizi bu şekilde sisteme aktarabilirsiniz. Yalnız burada önemli olan personelleri 14857 sayılı %100 indirim sakat, eski hükümlü terör kanunundan yararlandırmaktır. Ayrıca özürlü personelinizi sakatlık indirimi ölçüsünü girip vergi indiriminden de yararlandırmanız gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’ nun 30. Maddesi gereği ve 25.04.2009 tarih, 27210 sayılı Resmi gazetede yayınlanan özürlü istihdamı hakkındaki yönetmeliğinin 14. Maddesinde yer alan ‘İşveren talebinde işyerinde yapılan işin gerektirdiği ağırlıklı vasıfların üstünde istihdamı zorlaştırıcı şartlar öne süremez’ hükmü de göz önünde bulundurularak 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri %3 oranında özürlü çalıştırmakla yükümlüdür.

Dünyanın en komik reklamı seçildi.

19 Haziran 2014 Perşembe

Tazminatsız İşten Çıkarılmaya Dikkat - İşveren Oyun Yapıyor


İşveren sizi işten tazminatsız olarak işten atmayı kafaya koymuş ise dikkat edin mesela iş veren size 2 gün izin verdiyse izin talep formu iş veren imzalatması gerekiyor size ve kendisi'de imzalaması gerekiyor eğer imzalamaz ise siz 2 gün sonra işe geldiğinizde iş veren sizin iki gün üst üste işe gelmemeniz den dolayı iş sözleşmenizi tazminatsız olarak fesih hakkına yasal olarak sahiptir. Bu yüzden bu gibi oyunlarda işverenin kötü düşüncesine ulaşmaması için dikkatli olmak gerekir.

Çözüm Sabırlı Olmaktır


Hayatınızda sizi strese yönelten olaylar gerçekleşiyor. Sinirleriniz yıpranıyor tahammül sınırı aşıyor bu yönde sinirlerinizi yıpratan şeylere hayır deseniz belkide sizin fayda gördüğünüz şeylerde elinizden gidecek bu durumda sabırlı olun rahatlamaya çalışın mutlu anlarınız aklınıza gelsin ve dua edin bir müddet hiç bir şey değişmiyor diye düşünebilir ve bu şekilde görebilirsiniz ama belkide sizin istediğiniz konu alt yapısal olarak sizin istediğiniz şekilde yön alıyor ve bir müddet beklerseniz sizin beklediğiniz sonuç gerçekleşmiş olacak..

Örneğin : Bir konudan rahatsız olduğunuz zaman bekliyorsunuz düzelmesini ama daha sonra sabredemeyip olayı bitirmeye yönelik hareket ediyorsunuz ve mutsuz oluyorsunuz sonra görüyorsunuz bir süre sonra aslında her şey sizin istediğiniz şekilde oluyor işte bazen istemediğiniz ve sabırlı olduğunuz halde değişmediğini düşündüğünüz şeyler alt yapısal değişime uğruyor ve siz bunu göremeye biliyorsunuz. Sabırlı olup o değişimleri bekleyin

Personel Çalışma Saatleri


Haftalık çalışma saati : 45 saat
Günlük çalışma saati : 45 / 6= 7,5 saat
Günlük en fazla çalışma süresi :  3 saat
Yıllık en fazla mesai süresi :  270 saat








Yukarıdaki bilgilere göre bir kişi haftanın 6 günü çalışıyorsa günlük çalışma süresi 7,5 saat düşer ve bir günde 7,5 saat çalışmanız gerekir ve ayrıca günde 7,5 saatin üstüne en fazla 3 saat fazla mesai yapmanız yasal olandır iş veren personeli 2 saatten fazla mesai anlamında çalıştıramaz.


Ayrıca 270 saat karıştırılmasın bu süre sizin yıllık mesai sürecinizdir. Yani işveren sizi yılda normal çalışma sürenizin dışında 270 saat mesai yaptırabilir bu süre dolduğunda mesai ye kalmaya bilirsiniz bu yüzden işten çıkaramaz sizi  eğer çıkarırsa yetkili iş mahkemelerinde hakkınızı arayabilirsiniz. bu sebepten işten çıkartılırsanız hiç bir evrak imzalamayın



Çocukların çalışma saatleri günde 7 ve haftada 35 saatten fazla olamaz. Ancak, 15 yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre 8 ve hafta 40 saate kadar arttırılabilir. Okula devam eden çocuklar eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde 2 saat ve haftada 10 saat olabilir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri yukarıda öngörülen süreleri aşamaz.

İmam Ali Rıza (ra) - Yahudi, Hristiyan ve diğer din alimleri ile münazarası






İmam rıza (a.s) Diğer dini alimleri kendi dini kitaplarından deliller getirerek gerçeği ispat etmesi

Kim Bilir Göz Yaşları

Denizin kıyısında bir bayan ağlıyordu sesi denizin dalgalarına karışmış ufuklardan duyulur olmuş sanki bir deniz kızı şarkı söylemesi gibiydi büyük yük gemisi durdu tekneyi suya indirip kıyıya vardı. Bir bayan ağlıyordu Şaşırdı teknedeki bay Ali kızın yanına vardı ve kız ağlamaktan nefes alamıyordu bir anda sustu ve bay Ali kıza baktığında kız öldüğünü fark etti elinde bir kağıt ve kağıtta ki yazıları okudu ve çok üzüldü ağlamaya başladı kağıtta şunlar yazılıydı : Ben hayatta en değerli sevgiliye sahiptim ama macerayı çok severdim tekneyle gece denize açıldım deniz dalgalı idi sonra fırtına başlamıştı  fırtınadan dolayı teknem uzaklara getirdi beni yakıtım bitmişti yardım alamadım ve sevgilim tekne ile tek başıma açılmama karşıydı radyodan haberleri takip ediyordum yardıma gelirler diye ama sevgilim denizde ki arama çalışmalarına gönüllü katılmış ve beni bulana kadar denizden çıkmamış akıntıda oda kaybolmuş... En değer verdiğim insan benim için hayatını bilerek feda etti .. ben ise onu dinlemedim..

Kars Kalesi

Kars’ın kuzeyindeki dik yamaçlı bir tepe üzerinde bulunan Kars Kalesi’ni Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin’in emri ile veziri Firuz Akay 1153 yılında yaptırmıştır. Timur’un Anadolu’yu işgali sırasında kale yıkılmış, Osmanlı döneminde Sultan III.Murat’ın isteği ile Lala Mustafa Paşa tarafından 1579 yılında yeniden yaptırılmıştır. Osmanlı kaynakları kalenin yapımında 100.000 asker ve işçi kullanıldığını belirtmektedir. Bunu belirten bir kitabe de dış surların kapısına konulmuştur. Kars Kalesi, 1606 yılında İran Şahı I.Abbas tarafından yıkılmış,1616 ve 1636 yıllarında iki kez onarılmıştır. Bu onarım yapılırken de Kars’a yeni yapılar eklenmiştir. Kale 1877 - 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda tahribata uğramış, orijinalliğinden kısmen de olsa uzaklaşmıştır. Kars Kalesi’nin çevre uzunluğu 3.500m. olup, 220 burçla takviye edilmiştir. Bu burçlardan ancak yedi tanesi günümüze gelebilmiştir. Doğu-batı yönünde 250.00 m.; kuzey-güney yönünde de yaklaşık 90.m. uzunluğundadır. Bu durumda kalenin tam bir dikdörtgen planı bulunmamaktadır. Kale iç ve dış kale olarak iki bölümden meydana gelmiştir. Dış surlar beş sıra halindedir. Ayrıca önüne derin hendekler kazılmıştır. Asıl kale doğuya yöneliktir. Kalenin 2.080 mazgalı bulunmaktadır. Kalenin dış surları kesme bazalt taşından yapılmıştır. Kalenin üç büyük kapısı bulunmaktadır. Bu kapılardan batıdaki “Su kapısı (Çeribaşı Kapısı), güneyde Kağızman kapısı (Orta Kapı) ve doğuda Behram Kapısı’dır. Bunlardan kuzeydeki ana giriş kapısı kale önündeki bir uçuruma yöneliktir. Kale burcuna ise taş döşeli bir yol ve yolun bitiminde de merdivenlerle ulaşılmaktadır. Kale içerisinde XII.yüzyıldan kalma Moğol saldırısı sırasında 1239 yılında ölen Celal Baba’nın çini kubbeli türbesi, askeri koğuşlar, düz tarlalık alanlar, cephanelik ve bir de mescit bulunmaktadır. Kale, günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından sit alanı olarak ilan edilmiştir.

Yılan Zehrine Kendinizden Çözüm

Zehirli bir yılan sizi ısırdı mı telaş etmeyin telaş etmeniz kalp atışınızı hızlandırır ve zehir çabuk yayılır bu yüzden panik yapmayın şu yolu izleyin şiringanın igne kısmından kafasını düzce kesin ve sonra yılanın soktuğu yere iyice batırarak tıpasını çekin ve zehiri emmesini sağlayın bunu hastaneye yetişene kadar yapmanız hayatınızı kurtarabilir.

Kral Kobranın Özellikleri

Kral kobra iri ve güçlü bir yılandır, ortalama olarak 3.6 ile 4 m arası uzunluğa ve yaklaşık 6 kg ağırlığa ulaşır. Erkek kobralar dişilerine göre daha büyük ve daha kalındır. Güney Tayland'ın Nakhon Sritamart Dağlarında fotoğraflanmış kobra 5.6 m ile vahşi yaşamda bu alanda ki rekorun sahibidir. 5,6 m den daha uzun olan yılan Londra Hayvanat Bahçesinde yaşamıştır. II. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine uyutulan bu yılanın boyu 5.7 m olarak ölçülmüştür. Yine de türün tehdit altında olması sebebiyle kral kobraların bu uzunluklara ulaşması çok güçtür.
Derisi zeytin yeşili, güneş yanığı veya siyahtır, soluk yeşil renkli şeritler vücut boyunca uzanır. Karnın alt kısmı krem veya soluk sarı renktedir ve pulları düzgündür. Endonezya'da bulunan türler daha siyah veya koyu kahverengidir ayrıca daha incedir.  Çin'de bulunanlar çoğunlukla şeritlidir ve vücutları daha hantaldır. Yetişkin yılanın başı oldukça büyük ve ağır görünebilir buna rağmen bütün diğer yılanlar gibi onlar çenelerini genişleterek avlarını yutabilirler. Kral kobra proteroglyph bir diş yapsına sahiptir, ağzın ön tarafında zehir kanallarının bulunduğu iki küçük zehir dişi vardır. Türün yaşam süresi yaklaşık olarak yirmi yıldır ve her sene yaklaşık otuz santimetre kadar büyüyebilir.

Kral Kobra

Dünyanın en uzun zehirli yılanı.Uzunluğu 6.7 metreye ve ağırlığı da 9 kilograma kadar çıkabilir. Bu tür Güneydoğu Asya'dan Hindistan'a kadar çok geniş bir yaşam alanına sahiptir. Kral kobranın cins ismi olan Ophiophagus "yılan yiyici" anlamına gelir. Bu yılanların diyetinde öncelikle, aralarında pitonların ve hatta kendi türünün daha küçük üyelerinin de bulunduğu, diğer yılanlar yer alır. Kral kobralar Hinduizmde yok oluşun ve yeniden oluşumun tanrısıShiva'nın habercisi olarak görülür.
Kral kobranın zehiri nörotoksiktir (sinir zehiri) ve tek bir ısırıkta bulunan miktarı ile 20 insanı öldürebilecek güçtedir. Öldürücülük oranı %75'e kadar çıkabilir ancak ısırıkların büyük çoğunluğu öldürücü olmayan dozda zehir içerir.
Kral kobralar Elapidae ailesine aittir ve mercan yılanı (Micrurus)dikenli yılan (Acanthophis) ve kara mamba (Dendroaspis polylepis)ile birlikte elapidae ailesinin en iyi bilinen dört türünü oluşturur.

Şelale'de Tatil Yapmak

Yalova Esenköy şelalesine hiç girdiniz mi serin suları ve yukarıdan aşağı sert inen sulara arkanızı döndüğünüzde sırtınıza inanılmaz bir masaj uygular bununla beraber su sizi o kadar dinlendirir ki rahatlamayı asıl şelale altında hissedersiniz bir deniz suyu farklıdır ama şelale dağların arasından yeşilliklerin içinden geçerek gelir ve bu şekilde pozitif enerji yükler yeniden doğmuş gibi olursunuz....

Ye'cüc Ve Me'cüc

KEHF SURESİ

83. (Resûlüm!) Sana Zülkarneyn hakkında soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatıra
okuyacağım.
84. Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu)
her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik.
85. O da bir yol tutup gitti. 86. Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun
yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya
azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
87. O, şöyle dedi: "Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek;
sonra Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak."
88. "İman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık
vardır. Ve buyruğumuzdan, ona kolay olanını söyleyeceğiz."
89. Sonra yine bir yol tuttu.
90. Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu
ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
91. Đşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.
92. Sonra yine bir yol tuttu.
93. Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan
bir kavim buldu.
94. Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk
yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim
mi?
95. Dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz
bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım."
96. "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye
getirince (vadiyi doldurunca): "Üfleyin (körükleyin)!" dedi. Artık onu kor haline
sokunca: "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim" dedi.
97. Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
98. Zülkarneyn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu
yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi.
99. O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir
halde bırakmışızdır; Sûr'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya
getirmişizdir.
100. O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!...
101. Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül
edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
102. Kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Biz
cehennemi kafirlere bir konak olarak hazırladık.
103. De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları
bildirelim mi?
104. (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları
boşa giden kimselerdir. 105. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden
amelleri boşa giden kimselerdir ki, biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü
tutmayacağız.
106. İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların
cezası cehennemdir.
107. Đman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak
Firdevs cennetleri vardır.
108. Orada ebedî kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler.
109. De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve
getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.
110. De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, Alâh'ınızın,
sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa,
iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.

Hz.Musa İle Hz. Hızır (a.s.) Arkadaşlığı

KEHF SURESİ

6. Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi 
öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi. 
67. Dedi ki: Doğrusu sen benimle beraberliğe sabredemezsin. 
68. (Đç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin? 69. Musa: Đnşaallah, dedi, sen beni sabreder bulacaksın. Senin emrine de karşı 
gelmem. 
70. (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey 
hakkında bana soru sorma! dedi. 
71. Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman o (Hızır) gemiyi deldi. 
Musa: Halkını boğmak için mi onu deldin? Gerçekten sen (ziyanı) büyük bir iş 
yaptın! dedi. 
72. (Hızır:) Ben sana, benimle beraberliğe sabredemezsin, demedim mi? dedi. 
73. Musa: Unuttuğum şeyden dolayı beni muaheze etme; işimde bana güçlük 
çıkarma, dedi. 
74. Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında (Hızır) hemen onu 
öldürdü. Musa dedi ki: Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi 
öldürmediği halde) katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın! 
75. (Hızır:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? 
dedi. 
76. Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık 
etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın. 
77. Yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Ancak köy 
halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere bulunan bir 
duvarla karşılaştılar. (Hızır) hemen onu doğrulttu. Musa: Dileseydin, elbet buna 
karşı bir ücret alırdın, dedi. 
78. (Hızır) şöyle dedi: "şte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, 
sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim." 
79. "Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. 
(Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı." 
80. "Erkek çocuğa gelince, onun ana-babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) 
onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk." 
81. (Devam etti:) "Böylece istedik ki, Rableri onun yerine kendilerine, ondan daha 
temiz ve daha merhametlisini versin." 
82. "Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine 
vardı; babaları ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına 
erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ben bunu da 
kendiliğimden yapmadım. işte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur

18 Haziran 2014 Çarşamba

İşçi Sağlığı

İşletmelerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi, çalışma koşullarının düzenlenmesi, fiziksel, bedensel ve ruhsal niteliklerine uygun işlere yerleştirilmeleri, işin insana ve insanın da işe uyumunu hedefleyen tıp. mühendislik ve insan kaynakları yönetimi disiplinleriyle ilgili bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. İşletmede çalışanların sağlığının korunması ve toplumun genel sağlığına yönelik çalışmalar önemlidir. İşçi sağlığının temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.
1 - işçi sağlığı toplumun sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi, topluma götürülen sağlık hizmetlerinin yaygınlığı ve niteliği ile doğrudan ilişkilidir.
2 - Yapılan işin niteliği, işyeri ortamı ve çalışma koşulları çalışanların hastalanmasını kolaylaştırabilir ve/veya hastalığı ağırlaştırabilir. bu nedenle işçi sağlığı, hipertansiyon, kroner kalp, kas sistemi, iskelet sistemi ve bazı kanser tüerleri gibi hastalıklarla dolaylı olarak ilişkilidir.
3 - Bazı meslek hastalıkları ve iş kazaları işçi sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Bu meslek hastalıkları ve iş kazalarının temel özelliği, gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmasıyla tamamen önlenebilir olmasıdır.

İşin Doğasının Farklılaşması

Küreselleşme ve teknolojik gelişim işin doğasını da değiştirmiştir. Hizmet üretimi mal üretiminden daha fazla önem kazanmıştır. Bunun nedenlerinden biri, danışmanlık gibi hizmet sektörü işlerinin geleneksel üretim sektöründen daha fazla bilgi ve eğitimli çalışan gerekliliğidir.

İş denildiğinde zihinsel ve bedensel olarak iki boyut anlaşılmaktadır. Teknoloji gelişim doğrultusunda kas gücü olarak algılanan bedensel güçle yapılan işler, yerlerini makine, bilgisayar ve araç/gereç kullanımına bırakmıştır. Günümüzde eskisi kadar kas gücüne gerek yoktur, sadece makine ve araç/gereç kullanırken bedensel güç gerekmektedir. Makineler yani teknoloji kas gücünün yerini almaktadır. zihinsel işler ise bilgi işçileri tarafından bilgiyi kullanarak düşünme ve karar alma süreçlerinin tümünü içermektedir. Bu durumda üretim sürecinde makinenin üretimi bedensel bir iş iken ürünün ve hatta makinenin ve çalışma ortamının tasarımı zihinsel iştir.

İşler artık 20 - 30 yıl öncesindeki çalışandan talep edilenden çok daha fazla bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Birçok işletmenin başarısının temelinde makineler yerine şu an değerli kavram olan insan sermayesi bulunmaktadır.

17 Haziran 2014 Salı

Ağaç Aşılama

Aşılama yapılacak olan ağaç Kendi Cinsleri arasında aşılama yapılması doğrudur. Örneğin elma ağacını başka güzel bir elma ile aşılama yapılması şeklinde, gelelim aşılamanın nasıl yapılması gerektiğine önce bir dal seçilir bu dal çok kalın'da olmasın çok ince'de olmasın ve seçtiğiniz dalı ortadan kesin ve kestiğiniz yerden dalı paralel tam ortasından ayırın dikkat edin kırılmasın ve sonra aşı yapmak için getirdiğiniz dalı kesilmiş tarafını bıçakla yontma işlemi yapın ortadaki özeğini görün sonra paralel olarak ayırmış olduğunuz dali arasında yerleştirin ve çamurla bolca sıva yapın kesikler tamamen kapansın çamuru bol vurmaktan kaçınmayın zararı olmaz aksine daha faydalı olacaktır kesin yerin hava ile temasını kesecektir. ve kesin yerin kurumasını engelleyecektir. sonuç olarak bol çamur vurduktan sonra geniş bir bez ile sıkıca bağlayın dalı kesecek ince ip kullanmayın ve bez ile sıkıca bağladıktan sonra o şekilde bırakın bir müddet sonra dalın solmuş şekli sizi aldatmasın dal yeşerecektir bu yeşerme bir sonraki yıla sarkabilir sabırlı olun...

Nazım Hikmet'in Hayatı

1 - HAYATI (20 Kasım 1901 - 3 Haziran 1963) Doğumu: 20 Kasım 1901 Selanik Ölümü: 3 Haziran 1963, Moskova Lakabı 'Güzel Yüzlü Şair' veya 'Mavi Gözlü Dev'dir. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim adını da kullandığı olmuştur. Hatta İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır. Eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'deki yaşamının bir kısmını hapiste geçirmiş daha sonra Moskova'ya gitmiş ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Nazım Hikmet,1938'de ceza evine girmiş ve şiirleri yasaklanmıştır. Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te şiirleriyle yeniden önem kazanmıştır.

Türkiye de Çay Tarihi

Elde bulunan kayıtlara göre Türkiye’de çay bitkisinin yetiştirilmesine ait ilk ciddi girişim 1888 yılında yapılmıştır. Mektebi Mülkiyeyi Şahane mezunlarından Mudanya Kaymakamı Hasan Fehmi tarafından İstanbul’da 1892 yılında yayınlanan Coğrafiyayı Sınai ve Ticari adlı kitabın 107 ci sayfasında çay fidanlarının, zamanın Ticaret Nazırı Esbaki İsmail Paşa Hazretleri aracılığıyla Çin’den getirildiği yazılmıştır. Bursa ilimizde belli yerlere dikilen çay fidanları gelişememiş ve aynı çaba 1892 yılında da yinelenmiş ancak sonuç alınamamıştır. Bursa ilimizin ekolojik koşullarının çay üretilmesine uygun olmaması ve bunun o zaman bilinmemesi bu güzel girişimin başarıya ulaşamamasının nedenidir. Ancak çay içme alışkanlığının halk arasında hızla yaygınlaşmasının etkisiyle Türkiye’de çay yetiştirilmesi sürekli konuşulur ve tartışılır bir konu olmuştur. Bu arada çok az sayıda da olsa çay ile ilgili makale ve kitaplar yayınlanmıştır. Örneğin çaya olağanüstü ilgisi nedeniyle, Çaycı namıyla da anılan Hicaz Vali Vekilliği, Haremi Şerif Müdürlüğü ile Basra Valiliği görevlerinde bulunmuş olan Hacı Mehmet Arif Çay Risalesi adlı ilginç kitabını 1877 yılında yayınlamıştır. Mehmet İzzet tarafından yazılan Çay Hakkında Malûmat adlı kitap ise 1910 yılında yayınlanmıştır. Türkiye’de çay tarımı ile ilgili girişimler, 1917 yılından sonra gelişmiştir. Batum ve havalisinin Türkiye’ye geri verilmesini izleyen günlerde incelemeler yapmak üzere bölgeye bir heyet gönderilmiştir. Heyette yer alan Halkalı Ziraat Mektebi Alisi Müdür vekili ve Nebatat ve Emrazı Nebatiye Müderrisiyiz/ Rıza Erten seyahat dönüşü İktisat Vekaletine sunduğu 91 sayfalık raporunda benzer ekolojiye sahip olan Doğu Karadeniz kıyılarımızda da çay bitkisinin yetiştirilebileceğini açıklamıştır (Erten 1924). İktisat Vekaleti tarafından Şimali Şarki Anadolu ve Kafkasya’da Tetkikatı Zirai adı altında kitap halinde yayınlanan raporunda Ali Rıza Erten; “Rusya’da 1833 senesinde çay yetiştirme denemesi yapıldığını, ancak seçilen bölgenin uygun olmamasından başarı sağlanamadığını; bunun üzerine 1892 senesinde Çin, Hindistan, Japonya ve Seylan’da çayın yetişme şartlarını ve işleme tekniğini tetkik etmek üzere gönderilmiş olan bir ilim heyetinin beraber getirdikleri 6000 çay fidanı ve birkaç yüz okka çay tohumunu Tiflis, Sohum nebatat bahçeleriyle Kutais Vilayetine ait bahçelerde zer ve gers ettiklerini alınan neticelere göre çaylık sahasının genişletildiğini, bu suretle çay ithalatı için dört milyon altının ihracını men etmek için çalışıldığını, bu arada şark memleketlerinden dönen C.S. Popof un ayrıca gayretleriyle bu bölgede çayın ekonomik değer kazandığını” belirtmiştir.

16 Haziran 2014 Pazartesi

Örgüt İklimi

İklim, kültürden daha derin ve örgütteki daha küçük grupların sahip oldukları bir takım değerleri karakterize etmektedir. Başka deyişle örgüt iklimi, örgüt kültürünün örgüt içinde yarattığı hava yani atmosferdir. Tıpkı doğa iklimleri gibi örgüt içinde de algı ve yaşam tarzı farklılıklarından oluşan birbirinden bağımsız ve farklı iklimler oluşabilmektedir. Örgüt iklimi, aynı kültür içinde küçük gruplar arasında Paylaşılan değerler, iş yapış şekilleri, inançlar topluluğunun oluşturduğu ortam olarak tanımlanabilir. Çalışanların etkisiyle örgüt kültürü şekillendiği gibi, örgüt kültürünün etkisiyle de çalışanlar şekillenmektedir. Bu karşılıklı etkileşim; çalışanların, grupların, örgütün ve yöneticilerin etkileşimlerinin bir sonucudur. Örgüt kültürü, birliği ve beraberliği güçlendiren, Çalışanların benzer davranışlar sergilemesini destekleyen ve böylelikle iletişimi hızlandıran bir özellik taşımaktadır.

Esnek Çalışma Saatleri

Esnek iş programlamada esnek çalışma saatleri çalışanların iş yüklerini yoğun olduğu saatlerde ve belirli periyotlarda çalışmasına olanak tanıyan bir yöntemdir. Esnek çalışma denilmesinin nedeni çalışanın, çalışma saatlerini kendisinin belirlemesidir. Çalışan günün en yoğun olduğu temel saatlerin yani 11:00 - 14:00 saatlerinin çevresinde istediği saat aralığını, günlük ve haftalık çalışma saatlerini dolduracak şekilde belirleyebilir. Örneğin sabah 11:00'de gelip akşam 19:00'da çıkabileceği gibi 7:00'da gelip 15:00!da da çıkabilir. Esnek çalışma saatleri işletmenin belirlediği limitlerde esneklik tanıdığı için çoğu çalışan yine standart 9:00 - 18:00 çalışma saatlerini tercih etmektedir Bu uygulamanın çalışanlara ve işletmeye sağladığı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür. Çalışanların özel işleri için izin kullanmalarına gerek kalmaz. İşe geç kalma, erken işbaşı rehaveti, kahve, çay molası ihtiyaçları azalır. Çalışanlar Ofiste oldukları saat içerisinde oldukça etkin ve verimli çalışırlar. İşletme müşterilerine daha esnek hizmet verebilme olanağı bulur. Yöneticiler ve Çalışanlar arasında iletişim daha etkin olur, çünkü çalışanların ofiste bulunduğu saatler belirlidir. Esnek çalışma saatleri uygulamasından farklı bir çalışma da yarı zamanlı çalışmadır. Daha ağırlıklı olarak perakendecilik sektöründe tercih edilmektedir. Bunun nedeni genellikle öğrencilerin yada çocuklu aile fertlerinin ihtiyaç duyduğu zaman esnekliğini sağlamasıdır. Yarı zamanlı Çalışmanın ikinci sınıf bir iş olduğu yönündeki bazı düşüncelerin değişmesi gerekmektedir, çünkü yarı zamanlı çalışanlar da işletmeler için oldukça fayda sağlamaktadır.

13 Haziran 2014 Cuma

Kanal İstanbul

Türkiye, dünyayı kıskandıran milyar dolarlık projeleri tam gaz hayata geçiriyor. Dün, Başbakan Erdoğan'ın katıldığı törenle temeli atılan 3. havalimanından sonra sıra Kanal İstanbul'a geldi. 15 milyar dolarlık Kanal İstanbul'da yıl sonuna kadar kazma vurulması bekleniyor. Kanal İstanbul projesi, İstanbul Boğazı'nda tehlike saçan tanker trafiğinin de önüne gececek.

12 Haziran 2014 Perşembe

EHLİBEYT HAKKINDA

Hz. Muhammed (sav) Ehlibeyt'im Nuh'un gemisi gibidir kim ona binerse kurtuluşa erer kim ondan uzaklaşırsa helak olur Peygamber Efendimiz bu hadisi ile kurtuluşun yolunu göstermiştir ama bizler sadece Ehlibeyti bu sözcükten ibaret biliriz hangimiz bu kurtuluş gemisi hakkında kaynaklar okuduk onları kendimize örnek aldık yapmadık hep başkalarının sözleri ile hareket ettik Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hüseyin yezit tarafından şehit edildi yezit o kadar zalimdi ki Hz. Hüseyin'in kundaktaki bebeğini ok atarak şehit etti Peygamber Efendimize Hz. Hüseyin hakkında bir gün Hz. Cebrail bir haber getirir Şöyle der Hz. Hüseyin Kerbela bölgesinde fırat nehri kenarında şehit edilecek Peygamber Efendimiz Ağlar. Peki Yezit kimdir Yezit Muaviyenin Oğludur yezit in annesi ise Hinde dir hinde ise Hz. Hamza nın katilidir. Hz. Hamza İse Peygamber Efendimizin Amcasıdır. NOT: Peygamber Efendimiz hayatta iken Muaviye asla Makam Sahibi olmamıştır peygamber efendimiz buna izin vermemiştir. Peygamber Efendimizin vefatından (Şehit Olduktan) sonra Muaviye Makam Sahibi oldu ve Muaviye Kendi Oğlu olan Yezit i ırak 'a Vali yaptı bunun Sonunda Yezit de Peygamber Efendimizin Uğrunda Ağladığı Hz. Hüseyin'i Şehit etti Peygamber Ehlibeytine Zulmetti peki Bunun sorumlusu kim Muaviye ve Yezit'i Makam Sahibi Yapanlar dır.